Akademik Açılış Dersi Programı başlangıcında öğrencilere seslenerek açılış konuşmasını yapan MAÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, üniversitenin 2007 yılında güçlü bir sosyal bilimler üniversitesi olma vizyonuyla kurulduğunu belirterek, 2019’dan itibaren “Ahlak, Bilgi, Üretim” mottosu çerçevesinde gelişimini sürdürdüğünü ifade etti.
Üniversitenin yeni vizyonunu “Sosyal Bilimler + 6T (Tıp, Turizm, Tarım, Tasarım, Ticaret ve Teknoloji)” formülüyle tanımladıklarını aktaran Özcoşar, bu yapının disiplinlerarası bir bilgi ekosistemi oluşturduğunu vurguladı.
Kudüs ve Filistin çalışmalarının üniversitenin en özgün odak noktalarından biri olduğunu belirten Rektör Özcoşar, Mardin’in Kudüs’le manevi ve kültürel bağlarına dikkat çekti. “Akademik Aksa Tufanı” kavramsallaştırmasıyla bilgi alanında hakikate dayalı bir entelektüel direniş oluşturduklarını dile getiren Özcoşar, üniversitenin insanlığın ortak vicdanını ve ahlaki duyarlılığını yeniden inşa etmeyi hedeflediğini belirterek akademik yılın üniversite, ülke ve insanlık için hayırlı olmasını diledi.
Üniversitenin Rektörlük Konferans Salonu’nda düzenlenen program, büyük bir öğrenci katılımıyla gerçekleşti. Kasapoğlu, “Direnişin Adı Filistin: Gençlik, Hafıza ve Umut” başlıklı dersiyle gençlere hitap etti.
Kasapoğlu, "Filistin davasını konuşmak, sadece bir coğrafyanın değil, insanlık onurunun davasını konuşmaktır. Ben bu dersi bir yönelişin adı olarak görüyorum. Hangi değerlerle yola çıktığımız ve hangi kavramları zihnimizde taşıdığımız; mazlumun yanında durma irademizi, adalet ve vicdan ekseninde kurduğumuz insanlık çizgisini belirler" ifadelerini kullandı.
“Kudüs bir coğrafya değil, insanlığın ortak hafızasıdır”
Konuşmasında Filistin meselesinin tarihsel, kültürel ve insani boyutlarına değinen Kasapoğlu, hakikati ortaya koymanın, manipülasyonları ifşa etmenin ve bilimin tüm imkânlarını insanlığın yararına seferber etmenin önemine dikkat çekti. Kudüs’ün sadece bir bölge ismi olmadığını vurgulayan Kasapoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Kudüs sadece coğrafi bir alan değildir; adaletin filizlendiği, bereketin dalga dalga yeryüzüne yayıldığı bir semboldür. Medeniyetlerin ve kültürlerin kesişim noktasında yer alan Kudüs, bir milletin değil, insanlığın ortak mirasıdır. Her kelime halkın toprağıyla, tarihiyle kurduğu bağı yansıtır. Bu yüzden kavramları yerli yerine koymak, adaleti ve hafızayı korumak en önemli başlangıçtır.”
Kasapoğlu, Filistin meselesinin yalnızca siyasi bir sorun değil, aynı zamanda bir hak, adalet ve insanlık meselesi olduğunu vurguladı.
“Filistin halkı toprağını terk etmedi, yerinden edildi”
Tarihi süreçte yaşananlara dikkat çeken Kasapoğlu, Filistin halkının kendi topraklarını gönüllü olarak terk etmediğini, sistematik biçimde yerinden edildiğini belirtti.
“Bugün gördüğümüz tablo, bir halkın gönüllü terk hikâyesi değildir. 1948’den itibaren yerinden edilmenin, baskının, hafızaların kazınmak istenmesinin fotoğrafını görüyoruz. Köyleri haritadan silinen, evlerinin anahtarlarını saklayan, bir gün dönme umuduyla yaşayan insanlar var. Bu, insanlığın vicdanına kazınmış bir gerçektir.”
Kasapoğlu, Filistin’de uygulanan politikaların klasik devlet mantığının ötesinde yerleşimci-kolonyal bir sistemin ürünü olduğunu belirterek, bu sistemin hukuk, güvenlik ve idare üzerinden ayrımcılığı kurumsallaştırdığını ifade etti.
“1967, hafızanın sistematik biçimde dönüştürülmesinin başlangıcıdır”
Konuşmasında 1967 yılının önemine de değinen Kasapoğlu, bu dönemin Doğu Kudüs’ün statüsünün zorla değiştirilmesi, mekan dokusunun idari kararlarda yeniden biçimlendirilmesi ve haritaların isimlerinin değiştirilmesi süreciyle bir hafızanın dönüşümüne sahne olduğunu söyledi.
“Amaç sadece mekânı değil, bir halkın varlığını da dönüştürmektir. Bugün yeni yapılar, yıkılan hafızaların üzerine inşa ediliyor. Bu, bir medeniyetin damarlarını koparmaktır.”
Gençlere çağrı: “Hakikatin izini sürün”
Kasapoğlu konuşmasının sonunda öğrencilere seslenerek, gençliğin Filistin meselesine adalet ve vicdan penceresinden bakması gerektiğini vurguladı:
“Gençler; hakikatin, adaletin ve vicdanın sesini yükseltin. Manipülasyonlara karşı bilinçle durun. Çünkü Filistin, bir coğrafya değil; insanlığın sınavıdır. Bir davayı anlamak, onun tarihini bilmekle başlar. Kavramların altını doldurun, kronolojileri, tanıklıkları okuyun. Çünkü bilgiyle donanmış bir vicdan manipüle edilemez”
AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Muharrem Kasapoğlu, "Filistin davası bize sadece başkalarının acısını değil, kendi insanlığımızı da hatırlatıyor. Hakikati savunmak, insanı savunmaktır" dedi.
Filistin meselesinin bir adalet ve insanlık meselesi olduğunu vurgulayan Kasapoğlu, üniversitelerin bu konuda farkındalık oluşturmasının önemine dikkat çekerek, "Filistin, insanlığın ortak hafızasıdır. "Filistin, bir halkın hafızasının, direnişinin ve adalet arayışının adıdır. Kudüs, medeniyetler arası bir kesişim noktasıdır. O yüzden orayı tek bir kimliğin mülkü gibi görmek, o köklü çoğulluğun ruhuyla çelişir. Filistin’i anlamak, onun kavramlarını, hafızasını ve insan hikâyelerini anlamaktan geçer" dedi.
Filistin davası gençliğin davası olduğuna vurgu yapan Kasapoğlu, "Gençlik, dünyanın vicdanıdır. Yakın tarihte gördük ki kampüsler, vicdanın dile geldiği yerlerdir. Gençlik, dünyanın vicdanıdır. Bu yüzden Filistin davası, gençliğin davasıdır. Üniversite feraset, basiret ve cesaretle yoğrulmuş bir mekândır. İlmin izzetini korumak, adaletin sesini duyurmak akademinin asli görevlerinden biridir " ifadelerini kullandı.
Program sonunda Kasapoğlu, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörlüğüne, akademisyenlere ve öğrencilere teşekkür ederek yeni akademik yılın "bilimle, emekle, azimle, bereketle dolu bir yıl" olmasını diledi.
MAÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu’na, MAÜ Üniversitesi akademisyenleri tarafından hazırlanan ve üniversitelerde Kudüs ve Filistin üzerine açılacak seçmeli derslerde temel kaynak olarak kullanılacak olan “Kudüs ve Filistin Dersleri” kitabını takdim etti.
Kaynak: mardinsoz.com