Üzümcü, uygulamanın Ekim ayının son haftasında başladığını hatırlatarak, sabahın karanlığında okula gitmek zorunda kalan öğrencilerin fiziksel güvenlik ve psikolojik sağlık açısından risk altında olduğunu ifade etti.Ülkemizin dört bir yanında öğrenciler sabah karanlığında okula gitmek zorunda kalıyor. Bu durum hem fiziksel güvenliği hem de psikolojik sağlığı tehdit ediyor. Servis bekleyen çocuklar karanlıkta yollara düşüyor, trafik kazası riski artıyor.
Tasarruf değil, tüketimi artırıyor
Uygulamanın enerji tasarrufu iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirten Üzümcü, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) raporlarına dikkat çekti:Bu uygulamanın tasarruf getirmediği, tam tersine akşam saatlerinde enerji tüketimini artırdığı ortaya konmuştur. EMO hesaplamalarına göre kalıcı yaz saatiyle elektrik tüketimi yaklaşık yüzde 1,2 artmıştır.
Sağlık, verimlilik ve güvenlik riski”
Üzümcü, uygulamanın yalnızca enerji yönüyle değil, aynı zamanda verimlilik, sağlık ve iş güvenliği açısından da ciddi sorunlara yol açtığını belirtti.Biyolojik uyumsuzluk nedeniyle çalışanlarda sabah saatlerinde dikkat dağınıklığı, yorgunluk ve hata oranında artış görülmektedir. Erken vardiyada çalışan sektörlerde iş kazası riski yüzde 10–15 yükselmiştir.
Çocuklarımız karanlıkta derse gidiyor
Özellikle çocukların olumsuz etkilendiğini vurgulayan Üzümcü, ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin güneş doğmadan evden çıktığını, bu durumun hem güvenlik hem de öğrenme performansını olumsuz etkilediğini söyledi:
Uykusuzluk nedeniyle çocuklarda dikkat eksikliği ve davranış bozuklukları artmaktadır. Eğitim karanlıkta başlamaz, gün çocuklarımızla birlikte doğmalıdır.
Avrupa standartlarından uzaklaştık
Kalıcı yaz saati uygulamasının bölgesel eşitsizliği artırdığını ve Türkiye’yi Avrupa standartlarından uzaklaştırdığını ifade eden Üzümcü, şöyle konuştu:Batı illerimizde güneşin geç doğması nedeniyle öğrenciler uzun süre karanlıkta ders görmekte, bu da eğitimde fırsat eşitliğini zedelemektedir. Avrupa Birliği ülkeleri mevsimsel saat değişimini korurken, Türkiye’nin sabit GMT+3 uygulaması yalnızca Rusya ve Suudi Arabistan’da yaygındır. Avrupa ile oluşan iki saatlik fark, uluslararası iş akışını da olumsuz etkilemiştir.
Enerjiden kazandığımızı sanırken, çocuklarımızın enerjisinden kaybediyoruz”
Üzümcü, Anahtar Parti’nin bu konuda net bir tutum aldığını belirterek kış saati uygulamasına geri dönülmesi çağrısında bulundu:
Enerjiden kazandığımızı sanırken aslında çocuklarımızın enerjisinden kaybediyoruz. Kış saati uygulamasına geri dönülmeli; enerji verimliliği akıllı aydınlatma sistemleri ve kamu binalarında alınacak gerçek tasarruf önlemleriyle sağlanmalıdır.
Üzümcü açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
Anahtar Parti olarak kararlıyız; çocuklarımızın, öğretmenlerimizin, çalışanlarımızın sağlığı ve güvenliği için bu yanlış politikadan derhal dönülmelidir.
Kaynak: KentHaber27.com
Editor : Amatörce Gazetesi