USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Abdullah Muradoğlu: Washington’daki Asıl Mesele “Önce Amerika”cılar ile “Önce İsrail”ciler Arasındaki Rekabet

Abdullah Muradoğlu 4 Mayıs 2025 tarihinde yayınlanan “Trump Yönetimi’ndeki Rekabet Savaşları” başlıklı yazısında Trump yönetimi içindeki dış politika yönelimi üzerine yaşanan ideolojik çatışmaları ele alıyor.

Abdullah Muradoğlu: Washington’daki Asıl Mesele “Önce Amerika”cılar ile “Önce İsrail”ciler Arasındaki Rekabet
05-05-2025 18:01

Muradoğlu’nun “Trump Yönetimi’ndeki Rekabet Savaşları” başlıklı yazısı şöyle:

ABD Başkanı Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz’u görevden alması Trump Yönetimi içindeki ideolojik güç mücadelesinin yeni bir yansıması olarak görülüyor. Pentagon’da da kısa bir süre önce dört üst düzey isim görevlerinden alınmıştılar. Bu isimlerden ikisi dış politikada “Önceliklendiriciler” olarak biliniyordu. Keza bu isimler “İsrail Lobisi”yle bağlantılı yayınlarda İsrail karşıtı “izolasyonistler” olarak itham ediliyorlardı.

Eski bir ordu subayı olan Mike Waltz “Anti-Neocon Trumpçılar” tarafından” Neocon” olarak niteleniyordu. Trumpçı internet fenomenlerinden Laura Loomer bir süre önce Trump’a “Ulusal Güvenlik Konseyi”ndeki(UGK) Neocon kadrolaşmaya ilişkin şikayetleri aktarmıştı. Nisan ayı başlarında gerçekleşen bu görüşmeden sonra “UGK”de üst düzey bazı isimler görevden alınmıştı. Loomer, Waltz’un görevden alınmasını da büyük bir sevinçle alkışlıyordu.

Waltz’un “Signalgate skandalı” olarak bilinen sızıntının kaynağı olarak ifşa edilmesi görevden alınmasının sebebi gösteriliyor. Yemen’e yönelik hava saldırılarına dair plânların konuşulduğu mesajlaşmalar “The Atlantic” dergisinin İsrail yanlısı genel yayın yönetmeni Jeffrey Goldberg tarafından ifşâ edilmişti. Goldberg’i “Signal” grubuna ekleyenin Waltz olduğu da anlaşılmıştı.

Waltz’un “Signalgate skandalı” sebebiyle görevinden alındığına dair haberler gerçeği tam olarak yansıtmıyor. Grup mesajlaşmasında Yemen’e askerî saldırılarla ilgili plânlar Savunma Bakanı Pete Hegeseth tarafından paylaşılmıştı. Neoconlar ve şahin kanatlara göre Trump, Waltz’u değil Hegseth’i kovmalıydı. Ancak Waltz’un yardımcısı Alex Wong’un da görevinden alındığına dair haberler meselenin sadece “Signalgate Skandalı”yla ilgili olmadığının bir işareti. Wong da “Anti-Neocon Trumpçılar” tarafından hedef alınan isimler arasındaydı.

Waltz’un kovulmasıyla ilgili bir diğer tartışmaysa İran’la yürütülen müzakerelerle ilgiliydi. Bu arada İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine karşı kapsamlı bir saldırı hazırlığı içinde olduğuna dair haberler çıkmaya başlamıştı. Trump’ın Ulusal Güvenlik, Savunma, İstihbarat ve Dış Politika ekipleri arasında İran konusundaki görüş ayrılıklarıysa giderek keskinleşiyordu.

Amerikan medyasına yansıyan bilgilere göreyse ABD Başkan Yardımcısı J. D Vance, Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, Savunma Bakanı Pete Hegseth ile Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff öncelikli olarak İran’la müzakereyi savunuyorlar. Mike Waltz ve geniş Ortadoğu’dan sorumlu “ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı(CENTCOM)” Komutanı Michael Kurilla’nın öncülük ettiği grup ise ABD’nin İsrail’in İran’a geniş kapsamlı bir saldırının parçası olmasını istiyorlar. Waltz’un General Kurilla ile İran’a olası bir İsrail saldırısına ABD’nin askerî olarak nasıl bir katkı vereceğine dair bir plânı konuştukları da medyaya yansımıştı.

İsrail İran’a saldırının Kurilla henüz görev başındayken gerçekleştirilmesi için bastırıyor imiş. Trump’ın müzakereci tarafa meyletmesiyle İsrail’in plânı sekteye uğramış. Washington’daki asıl meseleyse “Önce Amerika”cılar ile “Önce İsrail”ciler arasındaki rekabetle ilgili. “Önce Amerika”cılar İran’ın nükleer programının nükleer silaha dönüşmemesi için sınırlı bir anlaşma istiyor. Bunun olmaması halinde Trump askerî seçeneği devreye sokacağını da duyurmuştu.

“Önce İsrail”cilerse “nükleer enerji” dahil İran’ın programının tümüyle ortadan kaldırılmasını istiyorlar. İsrail yanlısı yayınlarda “Önce Amerika”cıların İran’la yapılacak nükleer anlaşmanın dar kapsamlı olması için Trump’ı ikna ettikleri öne sürülüyor. Buna göre dar kapsamlı bir anlaşma Trump’ın ilk döneminde iptal ettiği “İran Nükleer Anlaşması”ndan farklı olmayacak.

Müzakereler devam ederken İsrail’in İran’a saldırması durumunda Trump’ın nasıl bir tutum izleyeceğiyse belirsizliğini koruyor. “Önce Amerika”cılar ABD’nin İran’la bir savaştan kaçınmasından yanalar. Bu yaklaşım Trump’çı kampta hatırı sayılır bir güce sahip. Bu yüzden Trump “Önce Amerika”cılar ile “Önce İsrail”ciler arasında salınan bir tutum izliyor.

Müzakereleri rayından çıkararak ABD’yi İsrail’in yanında İran’la savaşa sürüklemek isteyen “Önce İsrail”cilerle “Önce Amerika”cılar arasında müthiş bir mücadele yaşanıyor. Her halükarda ABD’nin koşulsuz desteğine sahip olduğuna inanan Netanyahu ise pervasızca davranıyor. Gemi azıya alan İsrail bölgede kapsamlı bir savaş çıkarmak için Suriye başta gelmek üzere orada burada açık veya örtülü saldırılar gerçekleştirmeye devam ediyor.”

Kaynak: KentHaber27.com


Editor : Amatörce Gazetesi
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün Karikatürü