Toplantının ardından yayımlanan 29. Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi’nde, Basın İlan Kurumu’nun (BİK) son dönemdeki uygulamalarına yönelik eleştiriler dikkat çekti. TGK, “BİK cezalandırıcı değil, teşvik edici olmalı” çağrısında bulundu.
BASIN İLAN KURUMU TEŞVİK EDİCİ OLMALIDIR
Yerel Basın Kapanma Eşiğinde
TGK bildirgesinde, son iki yılda yerel gazetelere yönelik ilan kesme cezaları ve birleşme baskılarının sektörü zora soktuğu vurgulandı: Basın İlan Kurumu’nun uygulamaları yerel basın üzerinde ciddi ekonomik baskı oluşturdu. Resmî ilan kesme cezaları, ilan hakkının iptali ve gazeteleri birleştirme yönündeki baskılar, hem sürdürülebilirliği hem de yerel düzeydeki çok sesliliği olumsuz etkiledi. BİK’in cezaları açıkça bir baskı yöntemi haline geldi.”
Bildiride ayrıca, resmî ilanlardaki azalmaya dikkat çekilerek, doğrudan alım ve acil alım yöntemlerinin artmasının yerel gazeteleri ekonomik çıkmaza sürüklediği ifade edildi.
TGK, çözüm için ilan sisteminde dengeleyici düzenlemeler yapılmasını, yerel çeşitliliğin korunmasını ve internet haber siteleri için belirlenen ağır kriterlerin yeniden gözden geçirilmesini talep etti.
Basın özgürlüğünün ve çok sesliliğin olmadığı bir ortamda demokrasiden söz edilemez” denilen açıklamada, yerel basının yaşatılmasının kamu yararı açısından zorunluluk olduğu vurgulandı.
GAZETECİLİK MESLEK YASASI ACİLEN ÇIKARILMALI
TGK Başkanlar Kurulu, Türk basınında uzun süredir gündemde olan Gazetecilik Meslek Yasası eksikliğine de dikkat çekti.
Basın sektöründe kimlerin gazeteci sayılacağını belirleyen bir yasal düzenleme yok. Bu nedenle dileyen herkes, eğitimi ve birikimi ne olursa olsun ‘gazeteciyim’ diyerek mesleğe başlıyor. Bu durum haber kalitesini düşürüyor ve kamuoyunu bilgi kirliliğiyle karşı karşıya bırakıyor.
TGK, çıkarılacak yeni yasanın mesleki yeterliliği esas alması, etik ilkeleri tanımlaması ve ifade özgürlüğünü kısıtlamadan gazetecileri koruyacak bir yapıya sahip olması gerektiğini belirtti.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE DEZENFORMASYON YASASI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ
Bildirinin üçüncü başlığında ise basın özgürlüğünü kısıtlayan yasal maddeler ve dezenformasyon yasasının olumsuz etkileri ele alındı.Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Yasası’ndaki bazı hükümler gazeteciler üzerinde baskı oluşturuyor. ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi yayma’ gibi muğlak ifadeler oto-sansürü artırıyor. Dezenformasyon Yasası ise ifade özgürlüğünü tehdit eder hale geldi.”
TGK, şu önerileri sıraladı:
-
Basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan maddeler, evrensel hukuk normlarına uygun hale getirilmeli.
-
Gazetecilere yönelik davalarda adil yargılama ilkesi uygulanmalı, tutuklu gazeteci kalmamalı.
-
Dezenformasyon Yasası yeniden değerlendirilerek caydırıcı etkisi giderilmeli.
-
Doğru bilgiye erişimi sağlayan bağımsız doğrulama platformları desteklenmeli.
Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu, sonuç bildirgesini kamuoyuna şu mesajla noktaladı:
“Basın özgürlüğü, çok seslilik ve doğru bilgilendirme olmadan demokrasiden söz edilemez. Yerel basın bu ülkenin sesidir, susturulmamalıdır.”
Kaynak: KentHaber27.com
Editor : Amatörce Gazetesi


